İnsanlık, bazı önemli gerçeklerin tesadüflere bağlı olmadığını, bilincin ilk gelişmelerinden bu yana anlamıştır. Açıklanamayan gerçekler, daha yüksek bir seviyenin, felsefi veya ilahi, insanlarla sohbet etmeye çalıştığı işaretlerdir.
Ne yazık ki, bu inançlar son üç yüzyıldır materyalist bilim tarafından yerle bir edilmiştir. Ancak 1980'de kuantum fiziği deneyleri, başka bir evrenin daha olduğunu, psişik bir evren olduğunu gösterdi.
Bu yeni boyutta, enerji ve bilginin mekan veya zaman sınırı yoktur.
Kuantum fiziği birçok eski anlayışı doğrular. Örneğin, Yunan filozof Platon tarafından geliştirilen "Dünyanın Ruhu" kavramı ve Carl Gustav Jung tarafından geliştirilen "Kolektif Bilinçdışı" teorisi.
Bu kitap bilimsel formüllerden ve teknik ayrıntılardan kaçınıyor ve okuyucunun tek bir gerçekliği oluşturan birçok düzeyi anlamasında ona eşlik ediyor. Aslında, bildiğimiz fiziksel seviyeye ek olarak, daha birçokları var. Mesela "kuantum" mertebesi, yani materyalist bilimin imkansız saydığı olayların meydana geldiği temel parçacıklar mertebesi vardır. Temel parçacıklar aleminde, zamanın ve uzayın artık var olmadığı "yerel olmama" düzeyini buluruz.
Bu bilgi yolunda, telepati ve gelecekte ne olacağına dair vizyon gibi duyu dışı tezahürler bile şaşırtıcı bir gerçekliğin önemli parçaları haline gelir.